top of page
20190924-liver-stock.jpg
GDH TİP I: Hoş Geldiniz

GDH TİP I

Von Gierke hastalığı olarak da bilinen GDH Tip I, glikoz-6-fosfataz eksikliğine bağlı (G6PD, MIM # 232200), bir glikojen depo hastalığıdır. GDH I'de yer alan defektif enzim esas olarak karaciğer ve böbrekte aktiftir.

Hastalar üç-dört aylık iken hipoglisemi belirtileri ile başvurular. Tanı genetik testlerle doğrulanır. Tedavi fizyolojik glikoz seviyelerinin sürdürülmesine odaklanır.

GDH TİP I: Metin

- EPİDEMİYOLOJİ - 

GSD I insidansı 100.000 canlı doğumda 1 olarak belirtilmektedir. Bu oranla tüm GSD tipleri içerisinde en sık görülen tip GSD I’dir.

GDH TİP I: Metin

- PATOGENEZ ve SINIFLANDIRMA - 

Glukoz 6-fosfatın glukoza çevirilmesi için G6P transport proteini (G6PT1) ve glukoz 6-fosfataz (G6PC) enzimi gereklidir. GDH tip 1 bu ikisinden birinin eksikliğine bağlı ortaya çıkar:


GDH tip 1A: Glukoz 6-fosfataz enzim aktivitesindeki eksikliğe bağlı olarak ortaya çıkar (Glukoz-6-fosfat Glukoza çevrilemez) ve tüm vakaların %80’i bu tiptedir.


GDH tip 1B: Glukoz 6-fosfat transporter eksikliğine bağlı ortaya çıkar.(Glukoz-6-fosfat Glukoz-6-fosfatazla buluşturulamaz) Bu transport protein ayrıca nötrofil fonksiyonlarında da görevlidir.


Glukoz 6-fosfatazın ve G6P transport proteinin aktivitesi bozuk olduğu için, özellikle karaciğerde, glikojen yığılımı  ve de açlık durumunda kan şekeri düzeyinde düşme görülür

Resim1.png
GDH TİP I: Metin

- GENETİK - 

GDH otozomal resesif bir hastalıktır. Glukoz 6-fosfataz geni (G6PC) 17. Kromozomda yer alırken (17q21), glukoz 6-fosfataz transporter geni (solute carrier family 37 member 4 -SLC37A4) 11. Kromozomda yer almaktadır (11q23).

G6PC geni üzerinde şimdiye kadar 100’ün üzerinde mutasyon tanımlanmıştır. Bunların büyük çoğunluğu ya protein yapısını bozmakta ya da daha kısa protein üretimine sebep olmaktadır.

GDH IA hastalarında en sık görülen mutasyonlar şu şekildedir:

  • Caucasian: c.247C>T (R83C) ve c.1039C>T (Q347X)

  • Hispanik: c.379_380dupTA (p.Tyr128Thrfs) ve c.247C>T (R83C)

  • Çin: c.648G>T (L216L), splicing mutasyon ve c.248G>A (R83H)

  • Japonya ve Kore: c.648G>T

  • Ashkenazi-Jewish: c.247C>T (R83C)


GDH tip IB’li hastaların SLC37A4 geni üzerinde şimdiye kadar 100’ün üzerinde mutasyon tanımlanmıştır. Bunların büyük çoğunluğu yine ya protein yapısını bozmakta ya da daha kısa protein üretimine sebep olmaktadır. Ayrıca önemli oranda farklı mutasyon türleri de (gen silinmesi - splicing mutasyon) görülebilmektedir. 

GDH IB hastalarında en sık görülen mutasyonlar şu şekildedir:

  • Caucasian: c.1015G>T (G339C) ve  c.1042_1043delCT

  • Japonya: c.352T>C (W118R)

GDH TİP I: Metin

- KLİNİK ÖZELLİKLER -

Hastalıktan etkilenenlerin büyük çoğunluğu doğumdan sonraki 3-6 aylık süreçte hepatomegali (karaciğer büyümesi), hipoglisemi (kan şekeri düşüklüğü) ve gelişme geriliği şikayetleriyle başvurur. Hastalarda taş bebek yüzü (doll like face) görünümü vardır.


Avrupa ülkelerinde yapılan ortak bir çalışma sonucunda ortalama görülme yaşı GDH tip Ia için 6 ay, GDH tip Ib için 4 ay olarak belirlenmiştir. İki tipte de hastaların çok büyük bir kısmı 1 yaşın altında bulgu verir.


Bu çalışma sonucunda en sık görülen bulgular şu şekildedir: 

  • Karın şişkinliği (%83)

  • Metabolik bozukluklar - Hipoglisemi, laktik asidoz, hipertrigliseridemi, hiperürisemi (%71)

  • Büyüme geriliği (boy kısalığı, ince bacak) (%25)

  • Tekrarlayan bakteriyel enfeksiyonlar (GDH Ia’da %3, GDH Ib’de %41)

  • Kaslarda tonus azalması (%13)

  • Psikomotor gelişimde gecikme (%7).

JJJ.png
GDH TİP I: Görüntü

1. HİPOGLİSEMİ:

Hipoglisemi (kan şekeri düşüklüğü) GDH tip 1 için en önemli belirtidir. Diğer GDH tiplerinin aksine GDH tip 1'de görülen hipoglisemi hipoketozis (keton cisimlerinin azlığı) ile seyreder (malonik asidin yağ oksidasyonunu inhibe etmesine bağlı olarak). 

Hastalıktan etkilenen bireylerin özellikle bebek ve çocukların açlığa karşı toleransı azalmış olup öğünden 1-2 saat sonra hipoglisemi semptomları başlamaktadır. 

Bu semptomlar yorgunluk, irritabilite, huzursuzluk, geceleri beslenme ihtiyacıyla uyanma, nöbet geçirme olarak görülmektedir. 

Hastaların vücutları sıklıkla hipoglisemiye karşı tepkisizleşir ve düşük kan şekeri değerlerine (<40 mg /dL) rağmen hipoglisemi semptomları göstermeyebilir.

GDH TİP I: Metin

2. LAKTİK ASİDOZİS:

Glikojenin glikoza yıkılamaması nedeniyle glikoz-6-fosfat glikolitik yolaklarla birlikte laktik asit oluşumuna katılır. Tedavi edilmemiş hastalarda kandaki laktik asit konsantrasyonu 5-10 mmol/L’ye kadar çıkabilir.

GDH TİP I: Metin

3. HİPERÜRİSEMİ:

Hiperürisemi görülen hastaların büyük çoğunluğunda glikoz-6-fosfatın riboz-5-fosfat gibi ürik asit prekürsörlerine dönüşümü artmıştır ya da böbrekten atılımının azalması sebebiyle kanda ürik asit seviyeleri yükselmiştir. Ergenlikten önce gut (eklemlerde ürik asit birikimi) oluşumu nadir görülmektedir.

GDH TİP I: Metin

4. HİPERTRİGLİSERİTEMİ

Hastalarda görülen hipertrigliseritemi sonucunda ksantoma (deride lipid birikimi) ve pankreatit (yağ partiküllerinin pankreasa çökmesi sonucu pankreas iltihabı) riski yükselmiştir. Trigliserit sentezi bu hastalarda 10 kata kadar artmış olup VLDL (çok düşük ağırlıklı lipoprotein)’nin LDL (düşük ağırlıklı lipoproteine) dönüşümü gecikmiştir. VLDL normalde karaciğerden salgılanan içinde yüksek oranda trigliserit ve kolesterol içeren lipid parikülleridir ve bu partiküllerin üretimi insülin ile baskılanmaktadır. Karaciğerde artan trigliserit sentezi VLDL üretimini artırır, glikoz seviyesinin düşük olması sonucu düşük seyreden insülin de VLDL’yi düşüremez. Bunun sonucunda dolaşımda çok fazla VLDL görülür.  


Hiperlipidemi ile kardiyovasküler hastalık riski arasındaki ilişki GDH tip 1’li hastalarda tam olarak gösterilememiştir. Artmış karotis intima media kalınlaşma vasküler disfonksiyon riskinin artabileceğini düşündürmektedir ancak olgu serileri vasküler disfonksiyon ve kardiyovasküler risk belirteçleri ile ilgili tutarsız gözlemler vermiştir.

GDH TİP I: Metin
WhatsApp Image 2020-06-15 at 14.28.19.jp

Ksantoma

GDH TİP I: Görüntü

5. HEMATOLOJİK BULGULAR

Anemi, tedavi edilen hastalarda nadir olmakla birlikte hem çocuk hem de yetişkin popülasyonlarında görülebilecek bir bulgudur. Anemi kronik böbrek hastalığı, beslenme yetersizlikleri, hepatik adenoma bağlı kanama, enterokolit (GDH Ib’li hastalarda) nedeniyle oluşabilir. Lipid metabolizma bozukluğu ile ilişkili olarak trombosit fonksiyonlarında bozulma görülebilir ve travma sonucu kolay morarma, burun kanaması gibi komplikasyonlara neden olabilir. 


GSD Ib hastalarında ayrıca aralıklı veya kronik nötropeni (nötrofil azlığı) ve nötrofil disfonksiyonu (nötrofil fonksiyon bozukluğu) görülür. 57 GSD Ib hastasının incelendiği bir çalışmada, 54 kişide nötropeni meydana gelmiştir. Bu tablo hastaların yüzde 64'ünde bir yaşından önce görülmekte iken yüzde 18'inde altı ile dokuz yıl arasında ortaya çıkmıştır. Yüzde 45 hastada aralıklı olarak seyrederken yüzde 5 hastada kalıcı nötropeni gözlenmiştir.

GDH TİP I: Metin

6. GASTROİNTESTİNAL BULGULAR

Ağız çevresi ve anal bölge enfeksiyonları, abse ve inflamatuar bağırsak hastalığı GDH tip 1b’de sık görülen bulgulardır. İnflamatuar bağırsak hastalığı tip1a’da da görülebilir.

GDH TİP I: Metin

7. ENDOKRİNOLOJİK BULGULAR

Tedavi edilmeyen hastalarda boy kısalığı sık olarak görülmektedir. Buna ilave olarak puberte gecikmesi, menstrüel siklusun düzensizleşmesi buna bağlı olarak da polikistik over, menoraji (ağır menstrüel kanama) gibi durumlar gözlenebilir. Fertilite (doğurganlık) azalmış görünmemektedir, yardımcı üreme teknikleri kullanılmadan başarılı gebelikler bildirilmiştir. 


GDH tip1b’li hastalarda tiroid otoimmünite sıklığı artmış olup hipotiroidi (tiroid bezinin az çalışması) yaygın olarak görülmektedir. Vitamin D seviyeleri de sıklıkla düşük saptanır.

GDH TİP I: Metin

8. BÖBREK BULGULARI

Böbrek rahatsızlıkları, böbrekte glikojen birikiminden kaynaklanır. Tipik olarak asemptomatik hiperfiltrasyon dönemini takiben proteinüri, hematüri, nefrokalsinozis ve kreatinin atılımında bozulma görülür. Hiperkalsiüri ve hiperürikozüri nedeniyle böbrekte taş oluşumu gözlenir. Böbrekler genişlemiş gibi görünür. Histolojik incelemede fokal segmental glomerüloskleroz (FSGS) ve interstisyel fibrozis tanımlanabilir.

Hipertansiyon yaygındır. Tipik olarak hayatın ikinci on yılı veya daha sonrasında tanı alır. Bazı hastalarda ilerleyici böbrek yetmezliği ve son dönem böbrek hastalığı gelişebilir.

GDH TİP I: Metin

9. NÖROLOJİK BULGULAR

GDH tip I hastaları hipoglisemik nöbetler açısından risk altındadırlar. Zeka katsayıları (IQ) normaldir, ancak tekrarlayan, şiddetli hipogliseminin bir sonucu olarak beyin fonksiyonu ve yapısında bozulmalar gözlenebilir.

GDH TİP I: Metin

10. KARACİĞER BULGULARI

Çoğu GDH hastası 20'li 30'lu yaşlarda karaciğer adenomu geliştirir. Adenomlar intrahepatik kanamaya yol açabilir ve vakaların %10'unda malignleşebilir. GDH tip 1 hastalarında hamilelik sırasında önceden var olan karaciğer adenomlarının büyüdüğü ve/veya yenilerinin oluştuğu da rapor edilmiştir.

GDH TİP I: Metin

11. KEMİK BULGULARI

Osteoporoz GDH tip Ia ve Ib olan yetişkin hastaların yarısından fazlasında görülür. Azalan kemik mineral yoğunluğu;

  • kronik laktik asidozdan

  • hipoglisemiye yanıt olarak kortizol salınımının artması osteoblastlar üzerindeki negatif etkisinden

  • GDH tedavisinin kendisinden (laktoz ve galaktoz kısıtlaması D vitamini eksikliğine sebep olması nedeniyle) kaynaklanmaktadır.

GDH TİP I: Metin

12. AKCİĞER BULGULARI

Az sayıda hastada ilerleyici kalp yetmezliğine yol açabilen pulmoner hipertansiyon gelişir

GDH TİP I: Metin

- TANI - 

Hipoglisemi, laktik asidemi, hipertrigliseridemi, hiperürisemi ve hepatomegali bulguları olan hastalarda (nötropeni bulguları da görülebilir) GDH tip I'den şüphelenilmelidir.


GDH tip Ia veya tip Ib tanısını doğrulamak için DNA testi gereklidir. Sırasıyla G6PC (G6Pase geni) ve SLC37A4 (glikoz-6-fosfat translokaz geni) genlerine bakılır. Histolojik çalışmalar ve enzim analizi için karaciğer biyopsisi günümüzde nadiren gereklidir.

GDH TİP I: Metin

- AYIRICI TANI -

Ayırıcı tanıda dikkate alınması gereken teşhisler, hipoglisemiye neden olan diğer hepatik GDH formlarıdır. Bunlar tip 0, III, VI ve IX'dur. GDH tip III'lü hastalar son derece yüksek AST ve ALT değerleri gösterirken daha hafif hipoglisemi bulgularına sahip olabilir. Ek olarak, ürik asit ve laktik asit değerleri normaldir


Ketozis, GDH tip 0, III, VI ve IX'da tip I ile karşılaştırıldığında çok daha belirgindir. GDH tip 0 hepatomegaliye neden olmaz.


Tüm farklılıklara rağmen spesifik olarak GDH tipini doğrulamak için genetik test gereklidir.

GDH TİP I: Metin

- TEDAVİ YÖNETİMİ - 

GDH tip I hastaları metabolizma hastalıkları üzerine deneyimli doktor, genetikçi, diyetisyen, hemşire ve sosyal hizmet uzmanı gibi deneyimli bir metabolik ekip tarafından yönetilmelidir.
Diğer uzmanlar arasında nefrolog, hepatolog, hematolog ve endokrinolog bulunabilir.


Tedavinin amacı fizyolojik glikoz seviyesinin korunmasıdır. Yetersiz büyüme, laktik asidoz ve hipertrigliseridemi gibi diğer klinik problemler ve biyokimyasal parametreler, düzenli glikoz kontrolüne paralel olarak düzelir.


GDH tip 1 için Avrupa yönergeleri aşağıdaki biyokimyasal değerleri hedeflemeyi tavsiye ediyor:
● Yemek öncesi kan şekeri> 3.5 - 4.0 mmol / L (63 - 72 mg / dL)
● İdrar laktat / kreatinin oranı <0.06 mmol / mmol
● Yaş için yüksek-normal aralıkta serum ürik asit konsantrasyonu
● Venöz bikarbonat değeri > 20 mmol / L (20 mEq / L)
● Serum trigliserit konsantrasyonu <6.0 mmol / L (531 mg / dL)
● GSD tip Ib için normal dışkı alfa-1 antitripsin konsantrasyonu
● 0.0 ve + 2.0 standart sapmalar arasında yaşa uygun vücut kitle indeksi

GDH TİP I: Metin

HİPOGLİSEMİNİN ÖNLENMESİ

İnfantlar (0-1 yaş) ayına uygun aralıklarla, düzenli olarak beslenmelidir. Nadir durumlarda daha sık beslenmeleri gerekebilir. İlk zamanlarda, infantların gece boyunca uyumasına izin verilmemelidir. Bazıları nazogastrik ya da gastrostomi tüpü aracılığıyla sürekli beslenmelidir.


Verilecek glukoz çözeltisinin ideal infüzyon hızı infantlarda 8-10 mg/kg/dk, daha büyük çocuklarda 4-8 mg/kg/dk olmalıdır. Bir yaşından sonra çocuklar günde en az üç öğün ve aralarda atıştırmalıklarla beslenmelidir. 
Öğünler arasındaki glukoz seviyesi, genellikle pişirilmemiş mısır nişastası (yavaş sindirilen bir glokoz polimeri) formunda, sık oral glukoz alımıyla sağlanır. Çoğu olguda mısır nişastasının tek dozu gece boyunca yeterlidir. Mısır nişastasıyla uzun süreli tedavi GSD tip 1 hastalarında büyümeyi artırır. Ancak ishal, şişkinlik ve aşırı kilo alımı gibi yan etkileri vardır. Diğer ticari glukoz polimerleri de mevcuttur ve öğünler arasında daha uzun açlık süresi sağlayabilirler. 


Pişirilmemiş mısır nişastasının dozu küçük çocuklar için her 3-4 saatte bir 1.6 g/kg; daha büyük çocuklar, adölesanlar ve yetişkinler için her 4-6 saatte bir 1.7-2.5 g/kg’dır (1 yemek kaşığı yaklaşık 8.6 gramdır). Doz hastaya özel ayarlanır.  İnfantlar, tükürüklerinde amilaz olmadığından nişastayı sindiremezler. Bu yüzden mısır nişastası tedavisine amilaz aktivitesi yükseldikten sonra, 6-12 aylıkken başlanması önerilir.

GDH TİP I: Metin

BESLENME

GSD tip1 hastalarının bakımı için metabolizma konusunda uzmanlaşmış bir diyetisyenle çalışmak gereklidir. Diyetin büyük çoğunluğunu kompleks karbonhidratlar oluşturmalıdır (toplam enerji alımının %60-70’i).

‼️ ŞEKER, MEYVE, MEYVE SUYU, YÜKSEK FRUKTOZLU MISIR ŞURUBU ve SORBİTOLDEN KAÇINILMALIDIR. LAKTOZ, GALAKTOZ, FRUKTOZ ve SÜKROZ da metabolizmaları Glikoz-6-fosfataz enzimine bağlı olduğu için SINIRLANDIRILMALIDIR.‼️

İnfantlarda soya bazlı mamalar kullanılmalıdır. Diğer GSD tiplerinin aksine yüksek protein diyetinin, GSD tip1 hastalarında glukoz düzeyine faydası yoktur. Çünkü glukoneogenez (Glukozun aminoasit, laktat ve yağların gliserol kısımları gibi moleküllerden yeniden sentezlenmesi) olabilmesi için de glukoz-6-fosfat (G6P)’ın hidrolize olması gerekmektedir. Esansiyel vitamin ve mineraller, özellikle kalsiyum ve D vitamini, diyetten ya da gerekli görüldüğünde takviye preperatlarla sağlanmalıdır.

GDH TİP I: Metin

LAKTİK ASİDOZ TEDAVİSİ

Laktik asidoz devamlılık gösteriyorsa, idrarı da alkalize eden, ürolitiyazis ve nefrokalsinoz riskini azaltan oral sitrat veya bikarbonat tedavisi verilebilir

GDH TİP I: Metin

HİPERÜRİSEMİ TEDAVİSİ

Allopurinol ürik asit seviyelerini düşürür ve kronik olarak yüksek ürik asit değerleri olan veya tekrarlayan gut atakları olan hastalarda kullanılabilir. Akut ataklar sırasında kolşisin kullanılabilir. Küçük bir çalışmada ürik asit düzeylerini iyileştirmek ve karbonhidrat gereksinimlerini azaltmak için orta zincirli trigliserit yağının kullanımı gösterilmiştir.

GDH TİP I: Metin

HİPERLİPİDEMİ TEDAVİSİ

HMG-CoA redüktaz inhibitörleri ve fibrat gibi lipit düşürücü ajanlar kullanılabilir. Uygun diyet (örn., orta zincirli trigliseritler), yağ asidi oksidasyonunu iyileştirerek ve glikolizi azaltarak trigliserit ve laktik asit seviyelerini azaltmada etkili olabilir, ancak ek değerlendirme gerektirir.


Bununla birlikte, GDH tip I hastalarında hiperlipidemi, sadece ilaç tedavisine ve / veya diyet önlemlerine kısmen yanıt verir. Karaciğer naklinden sonra tamamen düzelir.


Balık yağı serum trigliserit ve kolesterol konsantrasyonunu kalıcı olarak azaltmaz ve lipoprotein oksidasyonunu artırarak aterom plağı gelişimini artırabilir.

GDH TİP I: Metin

NÖTROPENİ ve ANEMİ TEDAVİSİ

GDH tip Ib ve nötropenisi olan hastalar granülosit koloni uyarıcı faktör (G-CSF) ile tedavi edilmelidir.
G-CSF ile tedavi nötrofil sayısını arttırır, enfeksiyonların sıklığını ve şiddetini azaltır ve inflamatuar bağırsak semptomlarını iyileştirir.


Splenomegali (dalak büyümesi), G-CSF'nin en ciddi komplikasyonudur.
Reaktif oksijen türlerinin GDH tip Ib hastalarının nötrofillerinde apoptozun aktive edilmesinde rol oynadığı düşünülmektedir, bu da antioksidan tedavinin faydalı olabileceğini düşündürmektedir. E vitamini takviyesinin ortalama nötrofil sayısını arttırdığı, enfeksiyonların sıklığını ve şiddetini azalttığı ve bazı durumlarda G-CSF'nin dozunun azaltılmasına izin verdiği gösterilmiştir.


Anemi tedavisi için şiddetine bağlı olarak demir takviyesi ve eritropoietin verilmelidir.

GDH TİP I: Metin

İNFLAMATUAR BAĞIRSAK HASTALIKLARI TEDAVİSİ

İBH klasik yaklaşıma göre 5-amino salisilik asit ajanları ve antibiyotiklerle tedavi edilir, hastalar ayrıca nötropeni tedavisinde kullanılan G-CSF'e de yanıt verirler.  Refrakter GDH ilişkili İBH’ın adalimumab ile başarılı tedavisi bildirilmiştir.

GDH TİP I: Metin

GELİŞME GERİLİĞİ TEDAVİSİ

Büyüme hormonu ulaşılabilecek maksimum boyu etkilemez ve kullanılmamalıdır çünkü karaciğer adenomu gelişmesine ya da sayılarının ve büyüklüklerinin artmasına neden olabilir. İyi bir metabolik kontrol boy ve kiloyu artırır.

GDH TİP I: Metin

OSTEOPOROZ TARAMASI

Kemik dansitesi takibi için düzenli aralıklarla Dual enerji x-ray absorbsiyometre taraması (dexa) yapılmalı, D vitamini desteği ihtiyacını değerlendirmek için 25-OH vitamin D seviyesi ölçülmelidir.

GDH TİP I: Metin

BÖBREK RAHATSIZLIKLARI KORUNMA VE TEDAVİ

Böbrek genişlemesi ve böbrek taşı oluşumunun değerlendirmesi için yılda bir böbrek ultrasonu çekilmelidir. Kan üre azotu, kreatinin, idrar tahlili, mikroalbümin kantitasyonu ve diğer böbrek fonksiyon çalışmaları rutin aralıklarla, tipik olarak çocuklarda yılda bir ve yetişkinlerde altı ayda bir kontrol edilmelidir.


İdrarın oral sitrat ile alkalinasyonu taş oluşum riskini azaltır.
Böbrek fonksiyonunun bozulmasını azaltmak için dirençli mikroalbüminüri hastalarında anjiyotensin dönüştürücü enzim (ACE) inhibitörü veya anjiyotensin reseptör bloker (ARB) başlatılmalıdır. ACE inhibisyonuna rağmen devam eden hipertansiyon da tedavi edilmelidir. Böbrek nakli son dönem böbrek yetmezliği olan hastalarda yapılabilir.

GDH TİP I: Metin

HEPATOSELÜLER KARSİNOM TAKİBİ

Hepatoselüler karsinom (HCC) GDH tip1'in bilinen bir geç komplikasyonudur. İyi metabolik kontrole rağmen hepatik adenomun HCC'a gelişimi görülebilir. HCC taraması yapmak için 18 yaşın altındaki çocuklarda her 12 ila 24 ayda bir karaciğer ultrasonu yapılmalıdır. Yaşlı hastalarda 6 ila 12 ayda bir kontrastlı bilgisayarlı tomografi (BT) veya manyetik rezonans görüntüleme (MRG) önerilmektedir.


GDH tip I olan kadınlarda oral kontraseptif haplar kontrendikedir, çünkü östrojen hepatik adenom riskini arttırır. Bununla birlikte, sadece progestin içeren kontraseptifler kullanılabilir. Hamilelik sırasında, genişleme ve rüptür riski nedeniyle adenomlar izlenmelidir.

GDH TİP I: Metin

PULMONER HİPERTANSİYON TARAMASI

Pulmoner hipertansiyon taraması için 10 yaşında başlayarak ekokardiyogram (echo) yapılmalıdır. Bu çalışma her üç yılda bir veya klinik olarak endike ise daha sık tekrarlanmalıdır.

GDH TİP I: Metin

KARACİĞER NAKLİ

Karaciğer nakli, kötü metabolik diyet kontrolü, kötüleşen adenomlar, HCC ve / veya karaciğer yetmezliği olan GDH tip I hastalarına yapılmalıdır. 1-, 5- ve 10 yıllık sağkalım oranları sırasıyla % 82, 76 ve 64'tür. Transplantasyon hipoglisemi, laktik asidoz, hipertrigliseridemi ve hiperürisemi gibi sekonder metabolik bozuklukların düzelmesine neden olur.


Hastalar karaciğer naklinden sonra normal bir diyet yiyebilirler. Transplantasyon sonrası GDH tip Ib'de büyüme geriliği ve nötropeni sıklıkla devam eder.

GDH TİP I: Metin

DİĞER/GELECEKTEKİ TEDAVİLER

GDH tip Ia için gen terapisi için klinik çalışmalar devam etmektedir (NCT03517085). GDH tip Ib gen tedavisi, hayvan deneyleri aşamasındadır.

GDH TİP I: Metin

- UZUN DÖNEM HASTA VERİLERİ -

18 yaş ve üzeri 42 hastada yapılan bir çalışmada (GDH Tip Ia olan 37, GDH Tip Ib olan 5 hasta) hastalığın uzun dönem sonuçları değerlendirildi.


Aşağıdaki sonuçlar kaydedildi:
● Hepatomegali - %100
● Büyüme geriliği  - %90
● Hiperürisemi - %89
● Anemi - %81
● Hiperkolesterolemi - %76
● Artmış serum trigliseriti - %100
● Karaciğer adenomları - %75
● Proteinüri veya mikroalbüminüri - %67
● Böbrek kalsifikasyonları - %65
● Osteopeni veya kırıklar - %27

GDH TİP I: Metin

- ÖZET VE TAVSİYELER -

● Glikoz-6-fosfataz eksikliği (G6PD); glikojen depo hastalığı tip I [GDH I], veya von Gierke hastalığı olarak da bilinir.
Glukoz-6-fosfat (G6P) hidrolaz (tip Ia) veya G6P translokaz (tip Ib) mutasyonlarından kaynaklanan otozomal resesif bir hastalıktır. 

● Etkilenen hastalar tipik olarak erken bebeklik döneminde büyüme geriliği, hepatomegali, hipoglisemi, nöbetler ve laktik asidoz ile başvururlar. Ek belirtiler arasında böbrek hastalıkları, hiperürisemi, hipertrigliseridemi ve tip Ib'li hastalarda nötropeniye bağlı tekrarlayan enfeksiyonlar bulunur.

● GDH tip I tanısı gen sekanslama yöntemleri ile doğrulanır.

● Tedavinin hedefi fizyolojik glikoz seviyelerini korumaktır. Laktik asidoz ve hipertrigliseridemi gibi diğer biyokimyasal parametreler, düzenli glikoz kontrolüne paralel olarak iyileşir.

● Glikoz konsantrasyonları düzgün bir metabolik diyet olmak üzere düzenli aralıklarla yenen yemekler, atıştırmalıklar ve pişmemiş mısır nişastası ile korunur.

● Hiperürisemi, hiperlipidemi, mikroalbüminüri, hipertansiyon, nötropeni ve inflamatuar bağırsak hastalığı (IBD) için ek tedavi önlemleri gerekebilir.

GDH TİP I: Metin

KAYNAKÇA: UPTODATE

GDH TİP I: Metin
bottom of page